Periodontal Tedaviler (Diş Eti Hastalıkları)
Diş eti hastalıkları uzun süre semptom göstermeden ilerleyebilir. Sağlıklı olan çürüksüz dişlerin bile kaybına sebep olabilir. Başlangıçta çok rahatsız etmeyecek bu hastalıklar eğer önlem alınmazsa diş etlerinde kanamalara, kötü ağız kokusuna ve hatta ilerleyen safhalarda diş kaybına neden olabilir. Erken teşhisle daha kolay tedavi edilebilir. Hastalık olmasına rağmen hiçbir ağrı belirtisi olmayan vakalarda erken teşhis şansı kaçabilir. Yetişkin bireylerde, diş hastalıkları sonucu diş kaybı çok fazla görülür.
Periodontoloji Nedir? Hangi Hastalıkların Tedavisiyle İlgilenir?
Periodontoloji, diş eti ve dişi destekleyen doku hastalıkları, çenede oluşan kırıklar, ağızla ilişkili kist veya tümörler ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Diş eti ve dişi destekleyen dokulardaki bu tür hastalıklara da periodontal hastalıklar denmektedir. Hastaların bir kısmında genetik yatkınlık görülmektedir. Eğer ailede diş ve diş eti rahatsızlıkları görülüyorsa bir diş hekimine danışmak erken teşhis şansını arttırır ve doğal dişlerin korunmasını sağlar. Periodontoloji çalışma sahası, doğuştan gelen veya sonradan oluşan çene ve yüz anomalilerini de kapsar. Dudak-damak yarıkları, alt ve üst çenenin konumsal bozukluğu nedeniyle oluşan çiğneme bozuklukları gibi sorunlar sıklıkla rastlanan durumlardır.
Diş Eti Hastalığının Belirtileri
Sağlığınızı İhmal Etmeyin Lütfen


Periodontal Hastalıklar Nasıl Önlenir?
Erken teşhis, birçok rahatsızlıkta olduğu gibi periodontal hastalıkların da tedavi başarı yüzdesini artıran önemli bir faktördür. Bu nedenle düzenli olarak, 6 ayda bir kontrole gidilmesi tavsiye edilir. Diş yüzeyinde biriken plak ve gıda artıkları uzun vadede diş taşına dönüşeceği için düzenli olarak diş ipi ve diş fırçası kullanılarak ağız hijyeni sağlanmalıdır. Diş hekiminin tavsiyesi ile yapılacak bakım, doğal dişlerin ve ağız sağlığının korunmasına yardımcı olacaktır.
Diş etlerinde olağan dışı renk ve doku farklılıkları görüldüğü zaman en kısa sürede bir periodontoloji uzmanına başvuru yapılması gerekir. Diş hekimi tarafından verilen tavsiyelere uymak, kısa süre içerisinde sağlıklı diş etlerine ulaşılmasını sağlayacaktır. En önemli ve unutulmaması gereken bir diğer konu, yaş ile birlikte ağız ve dişlerde gerçekleşecek olan doku kaybıdır. Bu durum, periodontal hastalıklara karşı diş ve diş etlerini daha fazla savunmasız bırakır. Düzenli olarak yapılan kontroller, ileriki yaşlarda dokunun daha sağlıklı olmasını ve yoğunluğunu korumasını sağlayacaktır.
Sıkça Sorulan Sorular
Periodontoloji Kliniğinde aşağıdaki tedavi hizmetleri ve fazlası hastalarımıza sunulmaktadır:
- Detertraj (diş taşı temizliği).
- Küretaj.
- Flap operasyonu (i̇lerlemiş diş eti rahatsızlığı durumunda tercih edilen operasyonel tedavi).
- Serbest diş eti grefti.
- Büyük kist operasyonu.
- Biyomateryal uygulaması.
- Membran uygulaması bağ dokusu grefti.
- Periodontal apse tedavisi.
- Portakal kabuğu görüntüsünde, açık pembe renkli olacak şekilde.
- Kök başlangıçlarında saran, konturlarını izleyen, düzgün bir diş eti sınırına sahip dişlerin olması gerekir.
- Kırmızılık, şişkinlik ya da enfeksiyonun olmaması gerekir.
- Herhangi bir rahatsızlık hissinin olmaması gereklidir.
- Sağlam ve sert bir görüntüye sahip olması gerekli olan özellikler arasındadır.
Diş eti hastalığı, diş eti çizgisi boyunca diş etlerinin iltihaplanmasına verilen isimdir. Bu rahatsızlığın 3 farklı aşaması; diş eti iltihaplanması, periodontitis ve ilerlemiş periodontitis olarak listelenebilir.
- Ağız içi bakımında kolayca kanayan diş etleri.
- Hassaslaşmış diş etleri.
- Dişten uzaklaşmış dişetleri (çekilmiş dişeti).
- Ağız kokusu ve ağızda kötü tat oluşması.
- Sallanan dişler.
- Dişlerin soğuk ya da sıcağa karşı aşırı hassas olması.
Diş taşı, diş ile diş etinin birleşme yerlerinde, dişler üzeri girintilerde kalan gıda artıkları ve mikroorganizmaların birleşmesiyle oluşan inorganik kireç tabakasıdır.
Diş taşı temizliği sonrası dişlerde renklenme ve diş taşı oluşumunda artış olmaz. Diş taşı, diş yüzeylerine tutunmuş plağın sertleşmesi ile oluşur. Diş taşı temizliği yapılsa da yapılmasa da dişlerin iyi temizlenmediği durumlarda diş taşı oluşmaya devam edecektir. Bu nedenle, diş taşı temizliği ile yeniden diş taşı oluşumu arasında bir bağlantı yoktur.
Diş eti kanaması, diş eti hastalığının bir belirtisidir. Diş hekimi tarafından yapılan diş taşı temizliği sonrası ağız bakım rutinlerinin düzenlenmesi bazı vakalarda yeterli olabilir. Ancak, bazı vakalarda ek diş eti tedavilerine ihtiyaç duyulabilir. Diş eti hastalıkları diş kaybına neden olabildiği için ve dişeti kanaması da bu hastalığın bir belirtisi olduğu için diş eti kanaması önemsenmesi gereken bir durumdur.